BENİM HİKAYEM

"Hikayemize sahip çıkmak ve bu süreç boyunca kendimizi sevmek, yapabileceğimiz en cesur şeydir." Brene Brown

Koçluk kavramı ile tanışmam 1997 yılına dayanıyor. Koçluk eğitimi almam ise 2004.Aradan yıllar geçti, insan potansiyeli ve gelişimi ile ilgili sürekli okuduğum ve kendimi bir insan olarak geliştirip, büyütmeye çalıştığım yıllar. Hayatıma kızımın girdiği ve beni mucizelere inandıran yıllar.

Türkiye’de ilk akredite koçluk okulu açılacağını ve aynı gün bir arkadaşımın “benim bir koçum var artık” demesine kadar, Profesyonel Koç olmak aklıma gelmemişti. Şartlarımı zorlamasına rağmen hemen bu eğitime (Coaches Training Institute) kayıt oldum. Bir yıla yayılan eğitim boyunca hep heyecan duydum, öğrendim, geliştim, çalıştım büyüdüm... Mesleğimi bulmuştum !

Ya sonra? Şimdi ne yapacağım? Nereden başlayacağım? Koçluk kavramını ve mesleğini nasıl anlatacağım? Kime anlatacağım? Yıl 2004 ve koçluk çok az biliniyor. O dönemdeki görüşmelerde koçluk nedir, nasıl işe yarar, nasıl uygulanır üzerinde konuşuyorduk. İşin içinde olan bizler koçluğun etkilerine gerçekten çok inansak da bunu anlatmak zor oluyordu. Yaşanan zorluklara rağmen bu kararımdan yani hayatıma Profesyonel Koç olarak devam etme kararımdan hiç vaz geçmedim. Her fırsatta anlattım, her fırsatta koçluk yaptım. Cesurca direndim, anlatmaya devam ettim çünkü koçluk yapmak kişisel değerlerim ile örtüşüyordu. Değerlerimi bilmek ve mesleğime inanmak beni hep koçluğa odaklı tuttu. Çok şükür!

2005 Nisan’da, eğitime başladıktan tam bir yıl sonra, ilk büyük kurumsal projemi aldım; çok heyecanla ve tutkuyla yöneticilerle koçluk yapmaya başladım. Sonra takım koçluğu girdi devreye ve takımlarla çalışmanın büyüsüne hayran kaldım. Koçluğun liderler ve takımlar üzerinde yarattığı olumlu ve kalıcı etkiye tanıklık etmek beni hep doyum alarak işimi yapmaya çekti.

2005 de bu işe gönül veren sevgili koç arkadaşlarımla ICF in ilk toplantılarını yapmaya başladık. 2007 de ICF Türkiye Başkanlığını yapmak mesleğimize verdiğim önemin ve gönül bağımın bir parçası oldu.

Koçlar öğrenmeye doymaz. Bir çok eğitimimin yanı sıra 2010’da mesleğimizin öncülerinden Tim Gallwey ve Sir John Whitmore ile tamamladığım “Inner Game Coaching & Leadership” programı ve 2012 de tamamladığım “Story Coaching” programları önemli benim için. Bu eğitimlerden ilham ve güç aldım ve çocukluk hayalimi gerçekleştirdim.Bir kitap yazdım, ismine “Biri Beni Dinliyor” dedim.

Ve...aradan 10 + yıl geçti 6500 saat üzerinde koçluk yaptım. ICF tarafından ünvanlı Master Coach olalı da yıllar geçti. Güzel olan şu ki hala aynı tutkuyu taşıyorum ve koçluğun dünyadaki sosyal değişim üzerinde olumlu etkisi olduğuna inanıyorum.

Herhangi bir alanda tutkuyla ve kendinizi geliştirerek çalıştığınızda öğrenmek hiç bitmiyor. Yeni tutkum Koçlukta Süpervizyon. Her koçun süpervizyon alarak kendi verdiği hizmetin kalitesini koruması gerektiğine inanıyorum.

Her insan biricik ve kocaman bir potansiyele sahip! Yeter ki kim olduğumuzu ve ne istediğimizi bilelim ve özgünlüğümüze sahip çıkarak kendi hikayemizi yaratma gücümüz olduğuna inanalım.

Sevgiyle ve cesaretle yol almamız dileği ile.

Dilek